14 Ekim 2010 Perşembe

Sayın'lar...

İnsan beyni istemediği şeylere zorlarmı bedeni , mesela yanlış olduğunu bile bile konuşturabilir mi ağzı ? İstemediği kelimeleri duyacağını bile bile o telefonu götürümü kulağına ve kalbin kırılacağını bile bile inanırmı karşı tarafın dediklerine ? İnanırmış arkadaş duyduklarına da,yaptıklarına da hatta abartıp severmiş bu ruh halini..Tanıyorum etrafımı yeni yeni lise bitimindeki halim gözümün önünde üniversiteye,yurttakilere alışma çabalarım ,insanlara olan yanlı yaklaşımım,kimseye güvenmiyeceğim diye kendime unutmamak için sürekli tekrar yapmalarım... Aştım sanmıştım bu durumları olduğum yerdeymişim, bunca zaman dört nala koştuğumu düşünsemde, bir arpa boyu kadar bir yol varmış insan hayatında ,ben o yolu tamamladığıma inansamda daha yeni girmişim o yola şimdi şimdi idrak eder oldum...Ama istemiyorum artık etrafımda olup bitenleri öğrenmek sıkılıyorum,susuyorum,gülüyorum ama geçemiyorum... Çakıldım kaldım olduğum yere girdiğim şokunda etkisiyle. Aslında kaç yıllık geçmişin oluşturduğu sarayın kapısından çıkarken insanlıktan nasibini almış dediklerimin soytarılığına olan inancımla arkamı döndüm kimsenin olmadığını gördüm ... Sarayda ,bahçeleride,güzel kokan o çiçeklerde benim gönlümdeymiş... Herşeyin farkına varınca önüme döndüm, bıraktıklarım kadar önümdekilerde güzelmiş ben bu güzellikleri şimdi gördüm... 2 yada 3 yıldır...İşte yıllarını karıştırdığım kadar zaman önce hayatıma giren insanlar 2 yada 3 saniyede seni dağatabilecek kadar kötü düşüncelerle doluymuş ... Dolu olan onların kötülüğüymü yoksa  benim gözlerimmi ? SesSsizlik oldu dimi....

6 Ekim 2010 Çarşamba

Huzuristan'dayım...

İçindeki ses ''doğrusu buydu'' diye bağırabiliyorsa...
Hayatın aslında sandığın kadar kötüye sürüklenmiyorsa...
Arkadaşların sohbetleri hala cazip gelebiliyorsa...
Başkaları ne der düşüncesi alıp başını senden kaçmışsa...
Bir basamak daha atladım diyebiliyorsan...
Yaşamın senden gizli tuttuğu  bölgelerine artık giriş iznin varsa..
Hayaller daha yaşanılır şeylere kurulabiliyorsa..
Geleceği düşünmek yüzündeki kasları hareketlendiriyor ve gülücük ortaya çıkıyorsa..
Sabah istediğin saatte uyanabiliyorsan..
Kahvaltı 10 dakikadan uzun sürüyorsa..
İnsanlık duyguları ve vasıflarından uzak insanlara el sallayıp arkanı dönebilmişsen..
Bir daha girmek istemediğin kapılara büyük büyük kilitler takabildiysen...
Para ve kariyer hırsıyla yaşayıp etraflarına hakaret yağdıran ve şu eşsiz '' mükemmelim'' kelimesini kullanan insanlar sende de acıma duygusu uyandırıyorsa...
O'nun içinde birşeyler yaptığına inanıyorsan...
Rahatsızlık veren herşeyi toplayıp kafanın bir köşesindeki o çöplükte bıraktıysan..
Hastaneden randevu alabilmek için 2 saattir uğraş verebilecek kadar tahammülün varsa...
Yarın daha güzel olucak biliyorum diyebiliyorsan...
Huzur artık yanıbaşında demektir. 

4 Ekim 2010 Pazartesi

''Koyverdim''

Günlerdir yazmayan ben,onca güne rağmen yazacak bir şey bulamayan yine ben...Anlatılmaya değer şeylermi yaşamıyorum yoksa yaşadığım güzelliklerin veya kötülüklerin farkınamı varamıyorum bilemedim...Süslü cümlelerim yok artık hayata dair,parlak fikirlerde üretemiyorum,sorunlarımın oluşturduğu denizin dalgalarında rahat rahat yüzüyorum...Alışıyorum büyük ihtimal yaşadığım olumsuzluklara,yaşamaya hazırlandığım günlerin heycanını hissedemiyorum artık yüreğimde,onların yerine sığlık var bugünlerde benliğimde...Ailem yanımda diyorum kendi kendime,sağlığın maşallahı hakeden seviyede,arkadaşlarım destekleyici güç kıvamında...Geniş bakıyorum herşey yolunda dara düşürecek durumlar uzak diyarlarda...Ama bir şeyler boğazımda,elleri kocaman nefes almamam için uğraş içinde,kurtulmak isteyince daha kuvvetli sarıyor,alışınca '' Koyverdim'' kelimesini alkışlar nitelikte rahat bırakıyor beni...Huzura giden bir yol varmışta benim o yola giriş iznim yokmuş gibi...
'' Geçer daha öncekiler gibi '' demiş Sezen Abla...Vardır bir bildiği,vardır bu işdede bir keramet...

2 Ekim 2010 Cumartesi

HaYaL&HyRyE ..

Herşeye kurabilir insan kendini. Tek bir söze, gülümsemeye, siteme, kötü bir bakışa, ''yanındaki kim'' dedittirecek bir fotoğrafa...Bazende kafasında kurup asla yaşayamayacağını düşündüğü bir hayale..Hayallerle yaşar her insan, diğer canlılarla aramızdaki en soyut olmaya yaraşan farktır zaten gelecek için yapılan hayaller.. Ne bekler insanlar hayatlarından.. Yada nelerin beklediğini kendisini benim kadar merak eder ... Kafasında oluşturduğu resimlere,ı şık ayarlaması, fon konsepti, renk uyarlaması, çerçeve seçimi, suratlarındaki ifadelere kadar kim ince ayrıntıya girer benim girdiğim kadar...
Kim korkmaz ki kötü günlerin yaşatacağı acılardan..Herkes kaçar kötü hayallerden.. Ama benim kadar kimse koşarcasına kaçamaz olumsuz düşünmekten...
Hayaller umuttur, ümittir, onurdur, güzel gün beklentisidir.Sözlükte hayale en güzel tanım böledir...Benim sözlüğümde ''hayal:'' diye başlarsa sayfa, anlamını çok geniş açıklar, bol örnek verir, diğer bütün kelimelerin anlamında ''bkz.hayal'' diye tanımlar...
Hayal ediyorum, umutla bekliyorum, ümidimi kaybetmiyorum, onurlu olacağına inanıyorum ve bir gün tam anlamıyla gerçekleşmesede, kıyısından da olsa onlara yaklaşıcağımı şu dakikada kaç kez attığını bile bilmediğim kalbimle hissediyorum...